İsim |
Anlamı |
Cinsiyet |
K harfi ile başlayan 104 adet isim bulundu
<< Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
KADEMRAN |
1. İlerleyen. |
ERKEK/KIZ |
KADER |
İman esaslarından, Allah'ın bütün yaratıklar için hüküm ve irade ettiği hallerin oluş şekli, alın yazısı, takdir. 2. Talih, baht. 3. Kötü talih. 4. Güç kuvvet. |
KIZ |
KADIN |
1.Yetişkin dişi insan. 2. Evlenmiş kadın. 3. Evli ve itibarlı kadın, hanım. |
KIZ |
KADİFE |
Yüzü ince sık tüylü, parlak ve yumuşak kumaş. |
KIZ |
KADİRE |
Güçlü kuvvetli. |
KIZ |
KADRİYE |
Değerle ilgili / İtibar, onur |
KIZ |
KAFİYE |
1. Şiirde, mısra sonunda yer alan kelimelerin ses benzerliği, ses uyuşması, uyak. 2. Eski nesrimizde zaman zaman yer alan ses benzerliği ve uygunluğuna dayanan sanat, seci. |
KIZ |
KAİDE |
1. Oturan. 2. Temel, esas. 3. Başkent. |
KIZ |
KAİME |
1. Türklerde kağıt para manasına gelmektedir. |
KIZ |
KAİNAT |
1. Var olanların hepsi. Yaratıklar. Yer gök. |
KIZ |
KAMARAN |
Kızıl Deniz'de Yemen kıyılan yakınında bir ada. |
KIZ |
KAMBİN |
Mutlu, bahtiyar. |
KIZ |
KAME |
Kâm, istek, arzu. |
KIZ |
KAMELYA |
1. Çaygillerden, büyük beyaz, kırmızı veya penbe renkte çiçekler açan dayanıklı yapraklı bir bitki. 2. Yabangülü, çingülü. |
KIZ |
KAMİLE |
Tam, eksiksiz. Kemale ermiş. Bilgin, bilgili. |
KIZ |
KAMURAN |
1. Kâm sürücü, süren, arzusuna isteğine kavuşmuş mutlu. 2. Arzusuna erişen, bahtiyar, mutlu. |
KIZ/ERKEK |
KANAT |
Kuşların ve uçucu böceklerin uçmalarını sağlayan organları |
KIZ/ERKEK |
KANİYE |
1. Kanaat eden, yeter, bulup fazlasını istemeyen. 2. İnanmış kanmış. |
KIZ |
KANSU |
1. Çin'in kuzey batısında önemli bir sınır kenti. 2. Çin'de müslümanların en çok bulunduğu eyalet. |
ERKEK/KIZ |
KANTARA |
1. Köprü, özellikle taştan yapılmış. 2. Su yolu, bcnd, hisar anlamına da gelir. |
ERKEK/KIZ |
KAPLAN |
Vahşi kedigillerden, benekli, yırtıcı hayvan. |
KIZ/ERKEK |
KAPSAM |
Şümul ihtiva, ihata, istiab, manalarına gelen uydurma bir kelime. |
KIZ/ERKEK |
KARANFİL |
Bir çeşit kokulu çiçek. |
KIZ |
KARÇİÇEĞİ |
Süsengillerden, beyaz pembe çiçekler açan soğanlı bitki. |
KIZ |
KARDELEN |
1. Çiğdem. 2. Nergisgillerden baharda çok erken çiçek açan soğanlı bir bitki. |
KIZ |
KARDİDE |
İş bilir, uyanık, tecrübeli. |
ERKEK/KIZ |
KARMEN |
Parlak kırmızı. |
KIZ |
Karya |
Mitolojide bir prenses |
KIZ |
KARYE |
Köy küçük kasaba. Kabile reisi veya eşraftan birine oturduğu karyeyle aynı isim verilmektedir. |
KIZ |
|
KASİBE |
Kesbeden, kazanan, kazanç sahibi. |
KIZ |
KAŞİFE |
Keşfeden, bulan, meydana çıkaran. |
KIZ |
KATİBE |
(bkz. Katib). |
KIZ |
KATİFE |
1. Kadife. 2. Bir nevi çiçek. |
KIZ |
KATRE |
1. Damla. Damlayan şey. |
KIZ |
KAVRAM |
1. Bir nesnenin zihindeki soyut ve güzel tasarımı, mefhum. 2. Nesnelerin ya da olayların ortak özelliklerini kapsayan ve ortak bir ad altında toplayan genel tasarım. |
KIZ/ERKEK |
KAVUŞUM |
1. Yeryuvarlağı bir uçta kalmak üzere yerin güneşin ve herhangi bir gezegenin bir doğru üzerine gelmeleri. 2. İçtima. |
KIZ/ERKEK |
KAYAN |
1. Akarsu sel. 2. Yassı, düz, kat kat oluşmuş taşlar |
KIZ/ERKEK |
KAYNAK |
1. Bir suyun çıktığı yer, menşe. Bir haberin çıktığı y2. Araştırma ve incelemede yararlanılan belge. |
KIZ/ERKEK |
KAYRA |
Yüksek büyük tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik lütuf, ihsan atıfet, inayet. |
KIZ/ERKEK |
KAYTUS |
Bir yıldız kümesi. |
ERKEK/KIZ |
KEBİRE |
1. Büyük, ulu azim. 2. Yaşça büyük yaşlı. 3. Çocukluktan çıkmış genç. 4. Allah'ın isimlerinden. Abdülkebir şeklinde kullanılmalıdır. |
KIZ |
KEBUTER |
Güvercin. |
KIZ |
KEFFARET |
1. Günahı örten anlamına gelir. 2. Günahların ödenmesi gereken bedeli. |
KIZ |
KELEBEK |
1. Vücudu kanatlan ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türü olan böcek. 2. Narin, ince kadın. |
KIZ |
KELİME |
1. Söz söyleyen, konuşan. 2. Kelimullah Tur'u Sina'da Cenabı Hakla konuşmasıyla Hz. Musa'ya verilen unvan. 3. Surei Kelim |
KIZ |
KEMALAT |
İnsanın bilgi ve ahlak güzelliği bakımından olgunluğu. |
KIZ |
KEMYAB |
Az bulunan, nadir. |
KIZ |
KENTER |
Şehirli, kentli. |
KIZ |
KERAMET |
1. Birine karşı ikramda bulunmak. 2. Allah'ın bir kimseye cömertliği, lütfü, himayesi ve yardımı olarak ele alınır. |
KIZ |
KERENAY |
Eskiden kullanılan bir çeşit nefesli saz. |
KIZ |
KERİMAN |
Cömert - Ulu, büyük |
KIZ |
KERİME |
Cömert. Ulu, büyük. Kız çocuk. Âyet. |
KIZ |
KEVAR |
Büyük Sahra'da önemli bir vaha. |
KIZ |
KEVKEB |
Yıldız gökyüzündeki parlak cisimleri ifade eden genel isim. |
ERKEK/KIZ |
KEVSER |
1. Maddi ve manevi çokluk, kalabalık nesil. 2. Cennette bir havuzun ırmağın adı. 3. Kur'anı Kerim'de en kısa sure. |
KIZ |
KEYFER |
1. Karşılık. 2. Mükafat veya mücazat. |
ERKEK/KIZ |
KEYVAN |
Satürn yıldızı. |
KIZ |
KEYYİS |
1. Akıllı, anlayışlı, kavrayışlı. 2. İnce zarif. |
KIZ |
KEYYİSE |
1. Akıllı, anlayışlı, kavrayışlı. 2. İnce zarif. |
KIZ |
|
KEZBAN |
1. Bir yeri yöneten kadın kahya. 2. Ev kadını, evine ve kocasına bağlı kadın. |
KIZ |
KINAY |
Çok çalışkan, etkin, faal. |
KIZ/ERKEK |
KINCAL |
1. İnce zarif. 2. Aksi. |
KIZ/ERKEK |
KINNESRİN |
Kuzey Suriye'de bir şehir, eski Halepde denilmektedir. |
KIZ |
KISMET |
1. Bölme, pay etme, hisselere ayırma. 2. Talih, nasip, kader. 3. Şayi olan hisseyi tayin etme belirtme. |
KIZ |
KIVANÇ |
1. Sevinç, memnuniyet. 2. Övünen, güvenen, iftihar eden. |
KIZ/ERKEK |
KIVILCIM |
Yanmakta olan ateşten sıçrayan küçük ateş parçaları |
KIZ/ERKEK |
KIYMET |
1. Değer. 2. Bedel, baha, tutar. 3. Şeref, onur, itibar. |
KIZ |
KIZILÖZEN |
Kızılırmak, güney Azerbaycan'ı 2 defa katederek Gilan'da Hazer denizine dökülen ırmak. |
KIZ |
KIZILTAN |
Kızıl renk almış tan |
KIZ |
KİBAR |
1. Duygu, davranış ve hareket bakımından ince, zarif, nazik, çelebi. 2. Büyük cömert, asil, zengin. 3. Şık, seçkin. 4. Büyükler, ulular. 5. Kibirli. |
KIZ |
KİBARİYE |
İnce, zarif - Cömert, asil |
KIZ |
KİFAYET |
1. Yetişme, el verme, kafi gelme. 2. Bir işi yapabilecek yetenekte olma. |
KIZ |
KİMEK |
X. yy. İrtiş'in orta bölgesinde yaşayan bir Türk kavmi. |
ERKEK/KIZ |
KİRAZ |
Gülgillerden bir meyva ağacının sulu |
KIZ |
KİŞVER |
Ülke. |
KIZ |
KİTİARAZ |
Dünyayı süsleyen, dünyanın süsü olan. |
KIZ |
KİYAN |
1. Yıldız. 2. Merkez. |
KIZ |
KİYASET |
Uyanıklık, anlayışlılık. |
KIZ |
KONURALP |
1. Cesur, yiğit, Orhan Gazi'nin komutanlarından biri. |
KIZ/ERKEK |
KORUR |
1. Açık san, açık kestane renkli. 2. Kimseyi beğenmeyen gururlu, kendini beğenmiş. 3. Süslü, çalımlı, şık. |
KIZ/ERKEK |
KOYAŞ |
Güneş. |
KIZ/ERKEK |
KOZA |
İçinde tohum ya da krizalit bulunan koruncak. |
KIZ |
KÖRNES |
Ayna. |
KIZ/ERKEK |
KÖSEM |
1. Sürüler önünde rehber vaziyetinde giden. 2. Cildi temiz, pürüzsüz. 3. Kösem Sultan |
KIZ |
KÖZ |
Içinde küçük kor parçaları bulunan kül |
KIZ |
KUDRET |
1. Kuvvet, takat, güç. 2. Allah'ın ezeli gücü. 3. Varlık, zenginlik. 4. Allah yapısı, yaratılış, insan eliyle yapılamayan şeyler. 5. Ehliyet kabiliyet. |
KIZ/ERKEK |
KUDSİYYE |
Kutsal, muazzez, mukaddes. Allah'a mensup, ilahi. |
KIZ |
KUĞU |
Beyaz tüylü bir su kuşu |
KIZ |
KUHRUD |
Dağ ırmağı. |
ERKEK/KIZ |
|
KUHSAR |
1. Dağlık. 2. Dağ tepesi. |
ERKEK/KIZ |
KUMRAL |
açık kestane rengi, bu renkte olan, |
KIZ |
KUMRU |
Sevgilisine düşkünlüğüyle bilinen güvercin benzeri bir kuş |
KIZ |
KUMSAL |
Kumla örtülü deniz kıyısı |
KIZ |
KURRE |
Tazelik, parlaklık. Mısır valiliği yapmış bir zatın adıdır. |
KIZ |
KUTGÜN |
kutsal gün, kutlu gün |
KIZ |
KUTLUMARAL |
uğurlu dişi geyik, kutlu geyik |
KIZ |
KUTSAL |
Kudsi, kutlu mübarek, mukaddes. |
KIZ/ERKEK |
KUTSALAR |
uğur getiren, kimse, uğur getirir |
KIZ |
KUTSELİ |
uğur seli, uğurlu gelen sel, uğur seli |
KIZ |
KUZAY |
güneşi az gören yer; kuzey |
KIZ |