İsim |
Anlamı |
Cinsiyet |
V harfi ile başlayan 115 adet isim bulundu
<< Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
VABlL |
İri damlalı yağmur. |
ERKEK |
VACİB |
1. Dini(şer'i) bakımdan terkedilmesi doğru ve uygun olmayan, kesinlik bakımından farzdan sonra gelen. 2. Çok lüzumlu, bırakılması mümkün olmayan zaruri. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
ERKEK |
VACİD |
Yaratan, meydana çıkaran. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
VACİP |
1. Dini(şer'i) bakımdan terkedilmesi doğru ve uygun olmayan, kesinlik bakımından farzdan sonra gelen. 2. Çok lüzumlu, bırakılması mümkün olmayan zaruri. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
ERKEK |
VACİT |
Yaratan, meydana çıkaran. |
ERKEK |
VAFE |
1. Nasip, kısmet. 2. |
ERKEK/KIZ |
VAFİ |
Yeter, tam. Sözünde duran, sözünün eri. |
ERKEK |
VAFİD |
Elçi, temsilci, rasul. |
ERKEK |
VAFİR |
Çok, bol. |
ERKEK |
VAFİT |
Elçi, temsilci |
ERKEK |
VAHA |
Çöl ortasında sulak ve yeşil yer. |
ERKEK |
VAHAB |
Bağışlayan, ihsan eden. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. "Abd" takısı alarak kullanılırsa daha iyi olur Abdülvahab. |
ERKEK |
VAHAP |
Çok bağışlayan, bol ihsan edici |
ERKEK |
VAHAT |
Çöl ortasında suyu ve yeşilliği olan yerlVahalar. |
ERKEK |
VAHDEDDİN |
Dinin tekliği, birliği. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
VAHDET |
Bir ve tek olma |
ERKEK |
VAHDETTİN |
Dinin tekliği, birliği. |
ERKEK |
VAHDİ |
Bir ve tek olmayla ilgili |
ERKEK |
VAHİB |
Bağışlayan, bağışlayıcı. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
ERKEK |
VAHİD |
Bir, tek, yalnız. Allah'ın sıfatlanndandır. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
VAHİDDİN |
Tek din, dinin tekliği. |
ERKEK |
VAHİT |
Tek, yalnız |
ERKEK |
VAİD |
Birini iyiliğe sevk ve kötülükten uzaklaştırmak için korkutma, yıldırma. |
ERKEK |
VAİL |
Sığınan, kurtulan. Sahabe adlanndandır. Vail b. Hucr. |
ERKEK |
VAİZ |
Dinsel öğütlerde bulunan kimse. |
ERKEK |
VAKAR |
Ağırbaşlılık, haysiyetini koruma, temkin sabır, heybet. |
ERKEK/KIZ |
VAKIF |
1. Bir şeyi elde eden, bir işten haberli olan. 2. Duran, ayakta duran. Arafat'ta vakfe yapan. |
ERKEK |
VAKİ |
l.Vuku bulan, olan, düşen, olagelen, rastlayan. 2. Geçen, geçmiş olan. |
ERKEK |
VAKKAS |
Okçu, savaşçı. Sahabe isimlerindendir. |
ERKEK |
|
VAKUR |
Ağırbaşlı, temkinli |
ERKEK |
VALA |
Yüksek, yüce. |
ERKEK/KIZ |
VALAŞAN |
Şanı yüce, şanlı. |
ERKEK |
VALAY |
Yükseklik, yücelik. |
ERKEK/KIZ |
VALİ |
Bir vilayeti idare eden en büyük memur. |
ERKEK |
VALİH |
Şaşakalmış, hayret etmiş, hayran. |
ERKEK |
VAMIK |
1. Seven, aşık. 2. Vamık ile Azra öyküsünün erkek kahramanı. |
ERKEK |
VARAKA |
1. Tek yaprak, tek kağıt. Yazılı kağıt. 2. İlk vahyin gelmesi üzerine Hz, Hatice'nin Hz. Peygamber'i alıp götürdüğü meşhur kişi Varaka b. Nevfel. 3. Varaka ile Gülşah hikayesinin erkek kahramanı. |
ERKEK |
VARAN |
Giden, varan |
ERKEK |
VARESTE |
1. Kurtulmuş. Serbest, rahat, azade. 2. İlişiksiz. |
ERKEK/KIZ |
VARGI |
Varılan sonuç, hüküm |
ERKEK |
VARGIN |
Ulaşan, isteğine kavuşan. |
KIZ/ERKEK |
VARIŞ |
Zeka, anlayış, akıl. |
ERKEK |
VARİD |
1. Gelen, vasıl olan, erişen. 2. Bir şey hakkında çıkan, söylenen. |
ERKEK |
VARİS |
1. Cenabı Hakk'ın 99 isminden birisi. Mal ve mülkün, bütün değerlerin son ve gerçek sahibi yüce Allah. 2. Varis kelimesi, müslümanlar kastedilerek de kullanılmıştır. 3. Mirasçı, kendisine miras düşen. |
ERKEK |
VARLIK |
Yaşam, hayat. Var olan herşey. |
KIZ/ERKEK |
VAROL |
Yaşa, uzun ve sağlıklı bir yaşamın olsun. |
ERKEK |
VASFİ |
Nitelikle ilgili |
ERKEK |
VASIF |
1. Vasfeden, vasıflandıran. Bir kimse veya şeyi başkalarından ayıran kendine has hal, nitelik hususiyet. 2. Bir şeyin mahiyeti, sıfatı, tabiatı, karakteri ile bunların tarif ve sayılması. |
ERKEK |
VASIK |
Güvenilen, emin, mutemed. Abbasi halifelerinden birinin unvanı. |
ERKEK |
VASIL |
Ulaşan, kavuşan, yetişen. |
ERKEK |
VASSAF |
Niteliklerini bildirerek anlatan ya da öven. VassafelHazrat. İranlı tarihçi, yazar. |
ERKEK |
VASSAL |
1. Vasleden, ulaştıran, birleştiren. 2. Sayfalan yapışan, eski yazılı bir kitabın sayfalarını ayıran sanatkar. |
ERKEK |
VATAN |
Yurt, ülke. |
ERKEK |
VAZAH |
Beyaz, güzel yüzlü adam. |
ERKEK |
VECAHEDDİN |
Dinin yüceliği, onuru. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
VECAHETTİN |
Dinin yüceliği, onuru. |
ERKEK |
VECDET |
Zenginlik, vars allık. |
ERKEK |
VECDİ |
Coşkunlukla, vecd ile ilgili |
ERKEK |
VECHİ |
Yüzle ilgili, yüze ait. |
ERKEK |
|
VECİD |
1. Bir şeyin güzelliği karşısında kendini kaybedecek dereceye gelmek, coşkulanmak. 2. Tanrı sevgisinden dolayı duyulan coşkunluk, sevinç. |
ERKEK |
VECİH |
1. Yüz, çehre. 2. Tarz, üslup. 3. Sebeb, vesile. |
ERKEK |
VECİHİ |
Soylu, asil |
ERKEK |
VECİZ |
Kısa, derli toplu. |
ERKEK |
VEDAT |
Sevgi, dostluk |
ERKEK |
VEDİ |
Başkasının malını saklamakla görevli kimse. |
ERKEK |
VEDİATULLAH |
Allah'ın emaneti, dini. Kadınlar da Allah'ın emaneti olarak nitelenmişlerdir. |
ERKEK/KIZ |
VEDİD |
Dost, sevgisi çok olan. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
VEDİT |
Dost, sevgisi çok olan. |
ERKEK |
VEDUD |
1. Çok muhabbetli, çok şefkatli. 2. Allah'ın isimlerinden. İyi kullarım sevip onlara rahmet ve rızasını irade eden yüce Allah. Kur'an'da Hud, ayet |
ERKEK |
VEFA |
Sözünde durma, dostluğunu sürdürme |
ERKEK |
VEFAİ |
Vefa ile ilgili. |
ERKEK |
VEFAKAR |
Sevgisi geçici olmayan, vefası olan. |
ERKEK/KIZ |
VEFİ |
Vefalı, bağlı - Tam, mükemmel |
ERKEK |
VEFİK |
Yoldaş, aynı fikirde olan |
ERKEK |
VEFİR |
Çok, bol. |
ERKEK |
VEFRET |
Çokluk, bolluk. |
ERKEK/KIZ |
VEHB |
Bağışlama, bağış, vergi. Vehb b. Mu.ne.bbih Kitabü'lKader'in müellifi. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
ERKEK |
VEHBİ |
Tanrı vergisi |
ERKEK |
VEHHAB |
Çok hibe eden, bağışlayan. Sayısız nimetler veren yüce Allah. Bu isim EsmaulHüsna'dandır. |
ERKEK |
VEHHAC |
Çok parıltı. Çok alevli. |
ERKEK |
VEKİL |
1. Başkasının yerine ve adına hareket eden veya konuşan. 2. Asıl vazifelinin yerine çalışan, bir vazifeyi geçici olarak idare eden. 3. Hükümet üyesi olan kimse, bakan, nazır. 4. Kur'an'da Allah'ın ismi olarak da geçmektedir |
ERKEK |
VEKKAD |
Parlak, aydınlık, ışıklı. |
ERKEK |
VELA |
Yakınlık, sahiplik. Efendisinin, azat ettiği köle ve cariyesi ile olan münasebeti ve onlar üzerindeki hakkı. |
ERKEK |
VELİ |
Ermiş, Eren, Evliya |
ERKEK |
VELİCAN |
Candan, dost, yakın. |
ERKEK |
VELİD |
Yeni doğmuş çocuk. Erkek çocuk, köle. Sahabe isimlerindendir. |
ERKEK |
VELİT |
Yeni doğmuş çocuk |
ERKEK |
VELİYULLAH |
Allah'ın sevgili kulu. Allah'a teslim olmuş, onun hakimiyet ve sultasının dışında hakimiyet ve sulta tanımayan. Yalnızca Allah'ı, rasulünü ve mü'minleri dost edinen. |
ERKEK |
VELİYÜDDİN |
Dinin sahibi. Dinin dostu. |
ERKEK |
|
VELU |
Bir şeye fazla düşkün olan. |
ERKEK |
VEMİZ |
Bulut arasından görünen ışık. |
ERKEK |
VERDİ |
Güle ait, gül ile ilgili. |
ERKEK |
VERGİ |
Bir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelikl |
KIZ/ERKEK |
VERGİN |
Verici, özverili kimse. |
KIZ/ERKEK |
VERİM |
Ortaya çıkan, beklenilen, istenilen sonuç. |
KIZ/ERKEK |
VERKA |
1. Yabani güvercin, üveyik. 2. Açık, boz renk. |
ERKEK |
VERRAK |
Kağıtçı. Ünlü Arap kelam bilgini Ebû İsa Muhammed b. Harun elVerrak. |
ERKEK |
VERŞAN |
Çevreye şan ver, ünlen, ünlü ol. |
ERKEK/KIZ |
VESAMET |
Güzellik, güzel olma. |
ERKEK/KIZ |
VESİK |
Çok sağlam, güçlü. |
ERKEK |