İsim |
Anlamı |
Cinsiyet |
I harfi ile başlayan 47 adet isim bulundu
<< Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
IDIK |
Kutsal, mübarek. |
ERKEK |
IDIKUT |
1. Eski Türklerde bir şan. 2. Devlet yönetme gücü. |
ERKEK |
IĞIL |
Çok yavaş akan su |
KIZ |
IKNAT |
1. Allah'a dua etme, yalvarma. 2. inkisar etme. 3. Namazda kıyamı uzatma ve hacca devam etme. |
KIZ |
ILDIR |
1. Parıltı, parlayış. 2. Alacakaranlık. |
ERKEK |
ILDIZ |
1. Yıldız. 2. Gündönümünden 10 gün önceki zaman. |
KIZ/ERKEK |
ILGAR |
1. Çok çabuk, hızlı. 2. Hücum, akın. 3. Verilen söz. 4. Havanın parlak, açık olması. 5. Öfke. |
ERKEK |
ILGAT |
Esinli ve akış için kullanılan, yavaş yavaş anlamında |
ERKEK |
ILGAZ |
1. Atın dört nalla koşması. 2. Hücum, akın. 3. Çankırı ilinin ilçe merkezi. 4. Batı Karadeniz bölgesinin en yüksek dağ kitlesi. |
KIZ/ERKEK |
ILGAZER |
1. Çok çabuk, hızlı. 2. Hücum, akın. 3. Verilen söz. 4. Havanın parlak, açık olması. 5. Öfke. |
ERKEK |
ILGI |
1. Soy sop. 2. Sürü. 3. Çoban. 4. Hısım, akraba. |
ERKEK |
ILGIM |
1. Serap. 2. Gök erimi, serap. 3. Belli belirsiz. |
KIZ |
ILGIN |
Kumlu topraklarda yetişen ve çit bitkisi olarak kullanılan ağaççık. |
KIZ |
ILGIT |
(esinti ve akış için kullanılan ve "yavaş yavaş" anlamına gelen "Ilgıt ılgıt" ikileme ve belirtecinden esinti, akış |
ERKEK |
ILICAN |
Ilıkça, biraz ılık. |
ERKEK |
ILIM |
Uzlaşmacı yumuşaklık |
KIZ |
IMAK |
akarsuların en büyüğü |
ERKEK |
IRA |
Öz yapı, karakter, kişilik. |
ERKEK |
IRAK |
Uzak |
KIZ |
IRAZ |
Raziye adının halk ağzında bozulmuş biçimi. Uzak, ırak |
KIZ |
IRIZ |
Cesur, yiğit. |
ERKEK |
IRMAK |
Çoğunlukla denize dökülen, genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir. |
KIZ/ERKEK |
IŞIK |
1. Bazı cisimler tarafından tabii halde ve akkor haline gelinceye kadar ısıtıldığında yayılan, cisimleri görmemizi sağlayan ışıma, aydınlık, ziya, nur 2. Aydınlatma cihazı, mum, lamba, ampul, fen3. Işık tutma, bir konuda a |
KIZ/ERKEK |
IŞIKALP |
1. Bazı cisimler tarafından tabii halde ve akkor haline gelinceye kadar ısıtıldığında yayılan, cisimleri görmemizi sağlayan ışıma, aydınlık, ziya, nur 2. Aydınlatma cihazı, mum, lamba, ampul, fen3. Işık tutma, bir konuda a |
ERKEK |
IŞIKAY |
1. Bazı cisimler tarafından tabii halde ve akkor haline gelinceye kadar ısıtıldığında yayılan, cisimleri görmemizi sağlayan ışıma, aydınlık, ziya, nur 2. Aydınlatma cihazı, mum, lamba, ampul, fen3. Işık tutma, bir konuda a |
KIZ/ERKEK |
IŞIKER |
1. Bazı cisimler tarafından tabii halde ve akkor haline gelinceye kadar ısıtıldığında yayılan, cisimleri görmemizi sağlayan ışıma, aydınlık, ziya, nur 2. Aydınlatma cihazı, mum, lamba, ampul, fen3. Işık tutma, bir konuda a |
ERKEK |
IŞIKHAN |
1. Bazı cisimler tarafından tabii halde ve akkor haline gelinceye kadar ısıtıldığında yayılan, cisimleri görmemizi sağlayan ışıma, aydınlık, ziya, nur 2. Aydınlatma cihazı, mum, lamba, ampul, fen3. Işık tutma, bir konuda a |
ERKEK |
IŞIL |
Çok aydınlık, parlak ışık. |
KIZ |
IŞILAR |
1. Parlayan, ışıldayan. 2. Neşeli, canlı, şen. |
KIZ |
|
IŞILAY |
Işıltılı ay, parlayan ay |
KIZ |
IŞILDAR |
ışık verir, pırıldar, şavkır, ışıl ışıl yanar, ışık saçar |
KIZ |
IŞILTAN |
şafak ışığı |
ERKEK |
IŞILTI |
titrek ışık, pırıltı, parıltı |
ERKEK |
IŞIMAN |
Parlak, aydınlık yüzlü kimse. |
ERKEK |
IŞIN |
Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti. |
KIZ |
IŞINAY |
Ay ışını, Ay'dan gelen ışın |
KIZ |
IŞINBAY |
Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti. |
ERKEK |
IŞINBİKE |
Aydınlık saçan kadın. |
KIZ |
IŞINER |
Işık saçan yiğit. |
ERKEK |
IŞINGÜN |
ışılar, ışık saçar, aydınlanır gün; ışıyan Güneş |
KIZ |
IŞINSAL |
ışınla ilgili, ışın gibi; ışın gönder, ışın sal |
KIZ |
IŞINSU |
Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti. |
ERKEK |
IŞIT |
(ışımak"tan buyruk) ışık ver, aydınlat |
ERKEK |
IŞITAN |
aydınlatan, ışık veren |
ERKEK |
IŞKIN |
Bitki sürgünü, asma filizi. |
KIZ |
ITIR |
Güzel koku; El ve yüze sürülen çiçek özü, esans. |
KIZ |
ITRİ |
Korkuya ait |
ERKEK |