İsim |
Anlamı |
Cinsiyet |
F harfi ile başlayan 156 adet isim bulundu
<< Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
FADALE |
1. Faziletli. 2. Rasulullah'a tabi olmuş sahabedendir. Medineli ilk müslümanlardandır. Birçok hadis rivayeti mevcuttur. |
ERKEK |
FADIL |
Faziletli, ahlaklı |
ERKEK |
FADİK |
Fatma adının bir söyleniş biçimi |
KIZ |
FADİLE |
(bkz. Fazıl). |
KIZ |
FADİME |
Çocuğunu sütten kesen kadın. |
KIZ |
FADİŞ |
Fatma adının bir söyleniş biçimi |
KIZ |
FADL |
1. İyilik. 2. Fazilet. 3. Erdemlilik. Fadl b. Abbâs b. Abdülmuttalib Rasulullah'ın amcası Abbâs(r.a.)'ın oğludur. |
ERKEK |
FAHAMET |
1. Fahimlik, ululuk. 2. İtibar, kıymet, değer. |
KIZ |
FAHHAR |
1. Çok övünen, kendini çok metheden. 2. Çanak, çömlek, toprak testi. 3. Saksı. |
ERKEK |
FAHİM |
Ulu, yüce, onurlu. |
ERKEK |
FAHİME |
(bkz. Fanim). |
KIZ |
FAHİR |
İftihar edilecek, övülecek |
ERKEK |
FAHİRE |
Övünülecek, iftihar edilecek - Kıymetli - Parlak, güzel, mükemmel FAHRİYE Bir karşılık beklemeden yapılan iş - Bir şiir türü |
KIZ |
FAHREDDİN |
Dinin övdüğü, diniyle övünen. Dinin seçkini. Fahreddin Razi(Rey 1149Horat 1209). Müfessir, kelamcı. Dilbilimci. Fizikçi. Tıpçı. |
ERKEK |
FAHRETTİN |
Diniyle övünen |
ERKEK |
FAHRİ |
Şeref ve itibar için yapılan iş |
ERKEK |
FAHRİYE |
Bir işi çıkar beklemeden yapan |
KIZ |
FAHRİYYE |
İslami edebiyatla, şairlerin kendi vasıflarından, faziletlerinden ve şairlik kuvvetlerinden bahsettikleri şiirler. Daha çok kasidelerin bir bölümü bu şekildedir. |
KIZ |
FAHRUNNİSA |
Çok övünen, şanlı, şerefli, onurlu kadın. |
KIZ |
FAHRÜNİSSA |
Övünülecek değerde kadın |
KIZ |
FAİK |
Üstün, yüksek |
ERKEK |
FAİKA |
Üstün, yüksek |
KIZ |
FAİZ |
Fevz bulan, muradına ulaşan, basan kazanan. Kur'an'da müslümanları vasfetme sadedinde birçok yerde geçmektedir. |
ERKEK |
FAİZA |
Fevz bulan, muradına ulaşan, basan kazanan. Kur'an'da müslümanları vasfetme sadedinde birçok yerde geçmektedir. |
KIZ |
FAKI |
Fakih'ten bozma kelime. Anadolu'da okuryazar ve bilgili imam, hoca gibi kimselere eskiden verilen unvan. |
ERKEK |
FAKİH |
1. Bir şey bilen yahut anlayan kimse. 2. Fıkıh ilminde üstad. İslam hukuk bilgini. |
ERKEK |
FAKİR |
Yoksul |
ERKEK |
FALİH |
1. Felaha eren, başari kazanan, muradına eren. 2. Toprağı süren, eken. |
ERKEK |
FARİS |
1. Atlı(süvari). 2. Binici, ata binmekte maharetli. 3. Ferasetli, anlayışlı. 4. İran'ın güneyindeki Şiraz vilayeti. |
ERKEK |
|
FARİSE |
1. Atlı(süvari). 2. Binici, ata binmekte maharetli. 3. Ferasetli, anlayışlı. 4. İran'ın güneyindeki Şiraz vilayeti. |
KIZ |
FARUK |
Haklıyı haksızı ayırabilen |
ERKEK |
FARUKİ |
Hz. Ömer'in nesline yahut adaletine mensup. |
ERKEK |
FARYAB |
1. Dere ve ırmak suyu ile sulanan y2. Eski Horasan'da Delh'e yakın bir şehir. |
ERKEK |
FATINE |
(bkz. Fatin). |
KIZ |
FATİH |
Fetheden, hüküm veren |
ERKEK |
FATMA |
Çocuğunu sütten kesen kadın. |
KIZ |
FATMAGÜL |
Gül gibi güzel yeni anne olmuş kadın . |
KIZ |
FATMANUR |
Fatma ve nur kelimelerinden türetilen isim |
KIZ |
FATOŞ |
Arapçada " çocuğunu sütten kesme" anlamına gelen Fatma adının Türkçeleşmiş biçimlerinden biri |
KIZ |
FATUŞ |
Arapça "çocuğunu sütten kesen kadın" anlamına gelen gelen "Fatma" Adının halk ağzından bozulmuş biçimlerinden biri |
KIZ |
FAYİH |
Kendiliğinden dağılan güzel koku. |
ERKEK |
FAYİHA |
1. Çiçek veya meyve kokusu. 2. Güzel kokulu nesne. |
KIZ |
FAYSAL |
1. Keskin hüküm, karar. 2. Halletme, neticelendirme. 3. Keskin kılıç. 4. Hakim. |
ERKEK |
FAZIL |
Failetli, ahlaklı |
ERKEK |
FAZILA |
Failetli, ahlaklı |
KIZ |
FAZİLET |
Erdemli, iyi ahlaklı |
KIZ |
FAZLI |
1. Değer, üstünlük, iyilik, fazilet, lütuf. 2. Fazla, ziyade, artık, baki. 3. İki sayının birbirinden olan farkları. 4. İlim ve irfan sahibi. 5. Âli, cenablık, ihsan, cömert. 6. Olgunluk. |
ERKEK |
FAZLULLAH |
Allah'ın fazlı, erdemi, lütfü. |
ERKEK |
FECRİ |
Sabaha karşı güneş doğmadan önce ufkun gündoğusu tarafından görülen aydınlığı, tanyerinin ağarması. |
ERKEK |
FECRİYE |
Sabaha karşı güneş doğmadan önce ufkun gündoğusu tarafından görülen aydınlığı, tanyerinin ağarması. |
KIZ |
FEDA |
Birşey uğruna ölme, kurban olma |
KIZ/ERKEK |
FEDAİ |
1. Canını esirgemeyen, mühim bir maksat uğrunda canını vermeye hazır bulunan. 2. Allah yoluna başkoymuş. |
ERKEK |
FEDAKAR |
Birleşik isim. Kendini veya şahsi menfaatlerini esirgemeyen. |
ERKEK |
FEDAYİCAN |
Canını vermeye hazır, canını verme. |
ERKEK |
FEHAMET |
(bkz. Fahamet). |
KIZ |
FEHİM |
Anlayışlı, zeki |
ERKEK |
FEHİME |
Anlayışlı, çabuk kavrayan |
KIZ |
FEHMİ |
Anlayışlı, çabuk kavrayan |
ERKEK |
FEHMİYE |
Anlayışlı, çabuk kavrayan |
KIZ |
|
FELAH |
Kurtuluş, selamet, mutluluk, bahtiyarlık. |
ERKEK |
FELAK |
1. Gün ağarması. 2. Kur'ân! Kerim'in 113. suresinin adı. |
ERKEK/KIZ |
FELİN |
Mantar. |
ERKEK/KIZ |
FENER |
İçinde ışık kaynağı bulunan şeffaf mahfaza. |
ERKEK |
FERAĞ |
Serin rüzgar, Şiirin son mısrası |
ERKEK |
FERAH |
Aydınlık, iç açıcı, Gönül açıklığı. Sevinç, sevinme. |
KIZ |
FERAHENGİZ |
Ünlü bir çeşit lale. |
KIZ |
FERAHET |
Şan ve şeref. Erkek ve kadın adı. |
ERKEK/KIZ |
FERAHFEZA |
1. Ferah artıran. 2. Türk müziğinin mürekkeb makamlarından. 3. Meşhur bir lale türü. |
KIZ |
FERAHGÜL |
Güzelliğiyle neşe saçan. |
KIZ |
FERAHNA |
1. Bolluk, genişlik. 2. Geniş yer. |
KIZ |
FERAHNAK |
Sevinçli. Türk müziğinin mürekkeb makamlarından. |
KIZ |
FERAHNAZ |
Nazlı kız. |
KIZ |
FERAHNUR |
İnsanın gönlünü ışık saçarak aydınlatan |
KIZ |
FERAHŞAN |
1. Sevinç veren. 2. Ferah saçan. |
KIZ |
FERAMUŞ |
Unutma, hatırdan çıkma, nisyan. |
ERKEK |
FERASET |
Anlayışlılık, çabuk seziş. |
KIZ |
FERAY |
Ay ışığı, ayın parlaklığı,ışıltı saçması. |
KIZ |
FERAYE |
Ay ışığı |
KIZ |
FERCAN |
İnsanın ruhuna aydınlık veren bir içtenliğe sahip olan |
KIZ |
FERDA |
Yarın, gelecek zaman |
KIZ/ERKEK |
FERDACAN |
İçtenliğini hiç kaybetmeyecek olan. |
KIZ |
FERDANE |
Tekli, yalnız. |
KIZ |
FERDİ |
Kişiye özgü |
ERKEK |
FERDİYE |
Kişiye özgü |
KIZ |
FEREC |
1. Gam, tasa ve sıkıntıdan kurtulma. 2. Zafer. |
ERKEK |
FERHAD |
Anadolu Anonimi'nde Ferhad ve Şirin adıyla meşhur olan eski bir hikayenin erkek kahramanı olup Şirin'in aşıkıdır. |
ERKEK |
FERHAL |
Kıvırcık ve dolaşık olmayan uzun saç. |
KIZ |
FERHAN |
Sevinçli, neşeli |
KIZ/ERKEK |
FERHAT |
Güçlüyü yenip bir yeri ele geçiren - Sevinç, neşe getiren |
ERKEK |
|
FERHUNDE |
Mübarek, kutlu, uğurlu |
KIZ |
FERİ |
Köke değil dallara ait olan. İkinci derecede olan. |
KIZ |
FERİD |
Eşsiz, benzersiz |
ERKEK |
FERİDE |
Eşi benzeri olmayan, tek. Çok değerli inci. |
KIZ |
FERİDUN |
Eşsiz, benzersiz |
ERKEK |
FERİDÜDDİN |
Dinin feridi, tek, eşsiz, kıyas kabul etmez kimse. |
ERKEK |
FERİHA |
Sevinçli, ferah |
KIZ |
FERİS |
Şık, zarif. |
KIZ |
FERİSU |
Temizliği ve berraklığıyla ışık saçan. |
KIZ |
FERİT |
Avcı kuş |
ERKEK |
FERKAN |
Güçlü, saygın soydan gelen |
ERKEK |