İsim |
Anlamı |
Cinsiyet |
T harfi ile başlayan 596 adet isim bulundu << Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
TABDAN |
Işıklı, parlak. |
KIZ |
TABENDE |
Parlayan, ışık veren |
KIZ |
TABERİ |
Büyük İslâm tarihçilerinden biri. |
ERKEK |
TABİSTAN |
Yaz. |
KIZ |
TABİYE |
Yerli yerine koyup hazırlama, düzenleme. |
KIZ |
TABNAK |
Parlak. |
KIZ |
TACAL |
Üstün ol, baş ol. |
ERKEK |
TACAVER |
Padişah, hükümdar. |
ERKEK |
TACEDDİN |
Dinin tacı. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
TACETTİN |
Taca ait |
ERKEK |
TACISER |
Baş tacı, en çok sevilen, sayılan. |
KIZ |
TACİ |
Taç ile ilgili |
ERKEK |
TACİK |
İran ve Türkistan'da yaşayan İran asıllı, Farsça konuşan halktan olan kimse. |
ERKEK |
TACİM |
Noktalama, noktalatma. |
ERKEK |
TACİR |
Ticareti meslek edinmiş olan. |
ERKEK |
TACİRE |
(bkz. Tacir). |
KIZ |
TACt |
Taçla ilgili. |
ERKEK |
TAÇKIN |
Gurur. |
ERKEK |
TAÇNUR |
Mutluluk |
KIZ |
TAFDİL |
Birini diğerinden üstün tutma. |
ERKEK/KIZ |
TAFLAN |
Gülgillerden kışın yaprağını dökmeyen bir bitki. |
KIZ/ERKEK |
TAFRA |
1. Yukarıya sıçrama, atlama. 2. Yukarıdan atıp tutma, gururlu davranış. 3. İlmiyyede rütbe, derece alma. |
ERKEK |
TAFTE |
1. Bükülmüş, katlanmış. 2. Yanmış, yanık. 3. Aydınlık, parlak. 4. Üzgün, ciğeri yanmış, aşık. |
ERKEK/KIZ |
TAFTİN |
Akıl erdirme, anlama, tefhim. |
ERKEK |
TAĞALAP |
Dağ alp. Dağ gibi güçlü, gösterişli, heybetli yiğit. |
ERKEK |
TAĞALP |
dağ gibi yiğit |
ERKEK |
TAĞAR |
Kapı, çanak, çömlek. |
ERKEK |
TAĞMAN |
Dağ gibi iriyarı, gösterişli. |
ERKEK |
TAHA |
Yüksek bulut; Yaymak, düzgün serip döşemek; Peygamberimizin adlarındandır. |
ERKEK |
|
TAHAN |
Güçlü, mert, yiğit, başarılı, korkusuz |
ERKEK |
TAHİR |
Pak, temiz |
ERKEK |
TAHİRE |
Gündoğusundan esen rüzgar |
KIZ |
TAHİYYE |
1. "Allah ömüı versin" demek. Selam verme, hayır dua etmek. 2. Mülk, malikiyyet. |
KIZ |
TAHRİM |
1. Haram kılma, kılınma. 2. Kur'ânı Kerim'in 66. sûresi. |
ERKEK |
TAHRİME |
Namaza başlarken "Allahu ekber" deme. |
KIZ |
TAHSİN |
Beğenip, alkışlanan, kale gibi sağlam |
ERKEK |
TAHSİNE |
Günün başlangıcı |
KIZ |
TAHUR |
Pek temiz, temizleyici. |
ERKEK |
TAHZİR |
Yeşil renk verme. |
ERKEK |
TAHZİRE |
(bkz. Tahzir). |
KIZ |
TAİB |
Tevbe eden. Günahlarından dolayı pişmanlık duyup Allah'tan af dileyen, müslüman. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
ERKEK |
TAİBE |
Tövbe eden, pişmanlık duyan |
KIZ |
TAİF |
Tavaf eden. Dönen, dolaşan. |
ERKEK |
TAİFE |
Bölük, takım, güruh, fırKavim, kabile. Tayfa. |
KIZ |
TAİL |
Fayda, yarar. |
ERKEK |
TAİR |
Uçan, uçucu. |
ERKEK |
TAİRE |
(bkz. Tair). |
KIZ |
TAKAT |
Güç, kuvvet. |
ERKEK |
TAKDİR |
1. Beğenme, değer verme. 2. Allah'ın isteği, Allah'ın yazdığı. İnsan için tesbit edilen hayat çizgisi. |
ERKEK |
TAKDİRE |
(bkz. Takdir). |
KIZ |
TAKİ |
Günahtan kaçınan, dinine bağlı |
ERKEK |
TAKİYYUDDİN |
Dinde muttaki, Allah'tan hakkıyla korkan kişi. |
ERKEK |
TAKRİN |
Beraber bulundurma, yaklaştırma. |
ERKEK |
TAKRİNE |
(bkz. Takrin). |
KIZ |
TAKSİNE |
(bkz. Tahsin). |
KIZ |
TAKSİR |
Hasret bırakma, bırakılma. Hasret etme, edilme. |
ERKEK |
TAKVA |
Allah korkusuyla dinin yasak ettiği şeylerden çekinme. |
ERKEK/KIZ |
TALAC |
1. Ses, seda, çığlık. 2. Meşale. 3. Kavga. |
ERKEK |
TALAS |
yelin kaldırdığı toz; kasırga, fırtına |
ERKEK |
|
TALAŞ |
1. Yelin kaldırdığı toz. Fırtına, kasırga. 2. Can sıkıntısı. 3. Köşe. 4. Oğuzların 24 boyundan biri. |
ERKEK |
TALAT |
Yüz, surat, çehre |
ERKEK |
TALAY |
1. Deniz, büyük nehir, taloy. 2. Çok fazla. |
ERKEK |
TALAYER |
Deniz eri, denizci. |
ERKEK |
TALAYHAN |
Denizlerin hakanı, hükümdarı. |
ERKEK |
TALAYKAN |
Denizci kanı taşıyan. |
ERKEK |
TALAYKUT |
Kutsal deniz. |
ERKEK |
TALAYMAN |
Deniz adamı, denizci. |
ERKEK |
TALAZ |
Kasırga, fırtına. |
ERKEK |
TALHA |
Güzellik |
ERKEK |
TALİA |
Güzel, şirin |
KIZ |
TALİB |
1. Talep eden arayan, isteyen; istekli. 2. Alıcı müşteri.3. Medrese talebesi, talebe. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
ERKEK |
TALİBE |
1. Talep eden arayan, isteyen; istekli. 2. Alıcı müşteri.3. Medrese talebesi, talebe. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
KIZ |
TALİH |
Şans, talih, kader. |
ERKEK |
TALİHA |
Rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi veya kötü durumlar hazırladığına inanılan doğa üstü güç, şans, felek |
KIZ |
TALİK |
1. Güleryüzlü. 2. Düzgün söz söyleyen. |
ERKEK |
TALİKA |
Şans, talih, kader. |
KIZ |
TALİP |
Arayan, isteyen - Alıcı müşteri |
ERKEK |
TALİYE |
1. Sonradan gelen, bir şeyin arkası sıra giden. İkinci derecede olan. 2. Kur'ân okuyan. |
KIZ |
TALU |
1. Seçkin, seçilmiş, güzel. 2. İki kürek kemiği arası. |
KIZ/ERKEK |
TALUT |
Bakara suresinde İsrailoğullan hükümdarlığına Allah tarafından tayin edilen ve az bir askerle Calut'un ordularını yok eden komutan. |
ERKEK |
TALUY |
Deniz, okyanus, talay. |
ERKEK |
TAMAR |
bkz. Damar |
ERKEK |
TAMAY |
Dolunay, ayın ondördü. |
KIZ/ERKEK |
TAMER |
Nitelikli, saygın kişi. |
ERKEK |
TAMERK |
Güçlü, kuvvetli kimse. |
ERKEK |
TAMERKİN |
(bkz. Tamerk). |
ERKEK |
TAMKAN |
soylu kimse |
ERKEK |
TAMKOÇ |
Koç gibi güçlü. |
ERKEK |
TAMKUT |
Çok mutlu, talihli kimse. |
ERKEK |
|
TAMTÜRK |
tümüyle Türk, her şeyiyle Türk |
ERKEK |
TAN |
1. Güneş doğmadan önceki alacakaranlık, şafak vakti. 2. Sabah, akşam esen serin esinti. |
KIZ/ERKEK |
TANAÇAN |
Sabah alacakaranlık. |
ERKEK |
TANAÇAR |
şafak vaktinde açar |
ERKEK |
TANAĞAR |
şafak vaktinin kızıllığı, şafak ağırtısı |
ERKEK |
TANAK |
Garip, tuhaf, şaşırtıcı. |
ERKEK |
TANAL |
Tan kızıl, kızıl tan anlamında |
ERKEK |
TANALP |
Aydın, bilge yiğit. |
ERKEK |
TANALTAN |
Tan - altan. |
ERKEK |
TANALTAY |
Tan - altay. |
ERKEK |
TANAY |
Şafak ve ay. |
KIZ/ERKEK |
<< Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
|