İsim |
Anlamı |
Cinsiyet |
K harfi ile başlayan 407 adet isim bulundu
<< Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
KARLUKHAN |
Türk boylarından biri ve onun başı |
ERKEK |
KARMEN |
Parlak kırmızı. |
KIZ |
KARNEYN |
1. İki boynuz. 2. Zülkameyn Kur'anı Kerim'de Kehf 83, 86, 94. ayetlerde adı geçen ve nebi mi, veli mi olduğunda tereddüt edilen zat. 3. Büyük İskender. |
ERKEK |
KARTAL |
1. Kartalgillerden, beyazla karışık siyah tüylü, kıvrık ve kuvvetli gagalı, geniş kanatlı büyük yırtıcı kuş. 2. Yeniden diriliş ve güçlülük sembolü. |
ERKEK |
KARTAY |
Yaşlı, pir. |
ERKEK |
KARTEKİN |
Yaşlı, pir. |
ERKEK |
Karya |
Mitolojide bir prenses |
KIZ |
KARYE |
Köy küçük kasaba. Kabile reisi veya eşraftan birine oturduğu karyeyle aynı isim verilmektedir. |
KIZ |
KASEM |
1. Yemin etmek. 2. Bölmek. |
ERKEK |
KASIM |
1. Taksim eden, ayıran bölen. Kasım b. Muhammed(s.a.) Hz. Muhammed(s.a.s)'in oğlunun ismi. Küçük yaşta vefat etmiştir. 2. Kinci, ezici, ufaltıcı. 3. Yılın 11. ayı. 4. Yılın kış bölümü. |
ERKEK |
KASİB |
Kesbeden, kazanan, kazanç sahibi. |
ERKEK |
KASİBE |
Kesbeden, kazanan, kazanç sahibi. |
KIZ |
KAŞİF |
Keşfeden, bulan, meydana çıkaran. |
ERKEK |
KAŞİFE |
Keşfeden, bulan, meydana çıkaran. |
KIZ |
KATADE |
13 yy.'dan itibaren Mekke'de hakim olan Şeriflerin atasına verilen ad. |
ERKEK |
KATİBE |
(bkz. Katib). |
KIZ |
KATİFE |
1. Kadife. 2. Bir nevi çiçek. |
KIZ |
KATRE |
1. Damla. Damlayan şey. |
KIZ |
KAVAS |
Okçu, tüfekçi, tüfekli alet. |
ERKEK |
KAVİ |
1. Yakar, yakıcı. 2. Kuvvetli, güçlü. 3. Sağlam inanılır. 4. Zengin varlıklı. |
ERKEK |
KAVİS |
1. Yay. 2. Gökyüzü, ay, burcu. |
ERKEK |
KAVİY |
1. Kuvveüi, güçlü, dayanıklı, metin muhkem, sağlam. 2. Şiddetli, zorlu. 3. Kudret sahibi herşeye gücü yeten. Cenabı Hakk'ın güzel isimlerinden biri. Kur'anı Kerim'de 10'dan fazla yerde geçer. |
ERKEK |
KAVRAM |
1. Bir nesnenin zihindeki soyut ve güzel tasarımı, mefhum. 2. Nesnelerin ya da olayların ortak özelliklerini kapsayan ve ortak bir ad altında toplayan genel tasarım. |
KIZ/ERKEK |
KAVUŞUM |
1. Yeryuvarlağı bir uçta kalmak üzere yerin güneşin ve herhangi bir gezegenin bir doğru üzerine gelmeleri. 2. İçtima. |
KIZ/ERKEK |
KAYA |
1. Büyük ve sert taş kütlesi. 2. Kayalık sarp dağ. |
ERKEK |
KAYAALP |
Kaya gibi güçlü er. |
ERKEK |
KAYACAN |
Canı kaya gibi güçlü. |
ERKEK |
KAYAER |
Kaya gibi güçlü er. |
ERKEK |
KAYAHAN |
Güçlü, sert hükümdar |
ERKEK |
|
KAYAN |
1. Akarsu sel. 2. Yassı, düz, kat kat oluşmuş taşlar |
KIZ/ERKEK |
KAYANSEL |
1. Akarsu sel. 2. Yassı, düz, kat kat oluşmuş taşlar |
ERKEK |
KAYARAK |
Giden akarsu, sel, çığ |
ERKEK |
KAYATEKİN |
kaya gibi sağlam şehzade |
ERKEK |
KAYATİMUR |
kaya demir, sert demir |
ERKEK |
KAYATÜRK |
kaya gibi sağlam ve sert Türk |
ERKEK |
KAYGUN |
1. Etkili, hüzünlü, dokunaklı. 2. Akdoğan. |
ERKEK |
KAYHAN |
Sert, güçlü sesli okuyucu, kayayı bile delecek güçte sesi olan okuyucu. |
ERKEK |
KAYI |
1. Yağmur, sağanak, bora. 2. Oğuz boylarından Osmanlı hanedanının mensup olduğu boy. 3. Sağlam, güçlü, sert. |
ERKEK |
KAYIHAN |
Güçlü hükümdar. |
ERKEK |
KAYITBAY |
Kayıtbay elZahiri Ünlü Mısır ve Suriye sultanı. |
ERKEK |
KAYMAZ |
1. Dağ eteği. 2. Güneydoğu'dan esen bir rüzgar. |
ERKEK |
KAYNAK |
1. Bir suyun çıktığı yer, menşe. Bir haberin çıktığı y2. Araştırma ve incelemede yararlanılan belge. |
KIZ/ERKEK |
KAYRA |
Yüksek büyük tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik lütuf, ihsan atıfet, inayet. |
KIZ/ERKEK |
KAYRAALP |
İyiliksever, yiğit. |
ERKEK |
KAYRABAY |
İyiliksever, saygın kimse. |
ERKEK |
KAYRAHAN |
İyiliksever, yiğit. |
ERKEK |
KAYRAK |
1. Taşlı, kumlu, ekime elverişli olmayan toprak. 2. Kaygan toprak. 3. Bileği taşı. |
ERKEK |
KAYRAKAN |
(bkz. Kayra alp). |
ERKEK |
KAYRAL |
Kayrılan, himaye edilen (kimse). |
ERKEK |
KAYRAR |
1. Orman içindeki ağaçsız kalan. 2. Kayan y3. İnce çakıllı, kumlu toprak. |
ERKEK |
KAYS |
1. Leyla ile Mecnun hikayesinin erkek kahramanı olan Mecnuni Amiri'nin asıl adı. 2. Umman Denizi'nde küçük bir ada. |
ERKEK |
KAYSER |
Roma ve Bizans(Alman) imparatorunun lakabı. Daha çok unvan olarak kullanılır. |
ERKEK |
KAYTUS |
Bir yıldız kümesi. |
ERKEK/KIZ |
KAYYUM |
1. Gökleri, yeri ve hcrşeyi tutan. Herşeyin varlık sahibi olabilmesi için gerekeni veren. Allah'ın isimlerinden. |
ERKEK |
KAZA |
Hüküm karar verme, emir tesbit vs. |
ERKEK |
KAZAK |
1. Göçebe akıncı. 2. Rusya'da yaşayan bir Türk kavmi. 3. Genç, taze. 4. İnatçı. |
ERKEK |
KAZAKHAN |
1. Göçebe akıncı. 2. Rusya'da yaşayan bir Türk kavmi. 3. Genç, taze. 4. İnatçı. |
ERKEK |
KAZAN |
1. Su çevrisi, kayra. 2. Sazlık yerlerde dibi bulunmayan sulu y3. Girdap. |
ERKEK |
KAZANHAN |
1. Su çevrisi, kayra. 2. Sazlık yerlerde dibi bulunmayan sulu y3. Girdap. |
ERKEK |
|
KAZIM |
1. Öfkesini yenen kimse. Hırsını dizginleyen. 2. Kinini yenen. |
ERKEK |
KEBİR |
1. Büyük, ulu azim. 2. Yaşça büyük yaşlı. 3. Çocukluktan çıkmış genç. 4. Allah'ın isimlerinden. Abdülkebir şeklinde kullanılmalıdır. |
ERKEK |
KEBİRE |
1. Büyük, ulu azim. 2. Yaşça büyük yaşlı. 3. Çocukluktan çıkmış genç. 4. Allah'ın isimlerinden. Abdülkebir şeklinde kullanılmalıdır. |
KIZ |
KEBUTER |
Güvercin. |
KIZ |
KEFFARET |
1. Günahı örten anlamına gelir. 2. Günahların ödenmesi gereken bedeli. |
KIZ |
KELAMI |
Söze ilişkin, sözle ilgili. |
ERKEK |
KELEBEK |
1. Vücudu kanatlan ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türü olan böcek. 2. Narin, ince kadın. |
KIZ |
KELİM |
1. Söz söyleyen, konuşan. 2. Kelimullah Tur'u Sina'da Cenabı Hakla konuşmasıyla Hz. Musa'ya verilen unvan. 3. Surei Kelim |
ERKEK |
KELİME |
1. Söz söyleyen, konuşan. 2. Kelimullah Tur'u Sina'da Cenabı Hakla konuşmasıyla Hz. Musa'ya verilen unvan. 3. Surei Kelim |
KIZ |
KEMAL |
1. Olgunluk, yetkinlik, tamlık, eksiksizlik. 2. En yüksek değer, mükemmellik, değer baha. 3. Bilgi, fazilet. |
ERKEK |
KEMALAT |
İnsanın bilgi ve ahlak güzelliği bakımından olgunluğu. |
KIZ |
KEMALEDDİN |
1. Din'de olgunluğa eren, dinin son derecesi. 2. Din bilgisi kuvvetli. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
KEMALETTİN |
Bilgi ve erdem sahibi |
ERKEK |
KEMANDAR |
Yay tutan, yay tutucu. |
ERKEK |
KEMYAB |
Az bulunan, nadir. |
KIZ |
KENAN |
Hz.Yakup'un ülkesi. Cennet, Filistin |
ERKEK |
KENTER |
Şehirli, kentli. |
KIZ |
KERAM |
(bkz. Kirami). |
ERKEK |
KERAMEDDİN |
1. Kerem bağış ihsan lütuf sahibi. 2. Dinde üstün mertebelere ulaşan. 3. Keramet sahibi derviş veli. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
KERAMET |
1. Birine karşı ikramda bulunmak. 2. Allah'ın bir kimseye cömertliği, lütfü, himayesi ve yardımı olarak ele alınır. |
KIZ |
KERAMETTİN |
Bağış, ihsan ağırlama |
ERKEK |
KEREM |
1. Asalet, asillik, soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı lütuf, bağış, bahşiş. |
ERKEK |
KEREMŞAH |
Asil, soylu şah, hükümdar |
ERKEK |
KERENAY |
Eskiden kullanılan bir çeşit nefesli saz. |
KIZ |
KERİM |
1. Kerem sahibi, cömert, verimcil. 2. Ulu, büyük. 3. Lütfü, ihsanı bol, ihsan yönünden ulu. 4. Allah'ın isimlerinden, "abd" takısı alarak kullanılır |
ERKEK |
KERİMAN |
Cömert - Ulu, büyük |
KIZ |
KERİME |
Cömert. Ulu, büyük. Kız çocuk. Âyet. |
KIZ |
KERİMHAN |
1. Kerem sahibi, cömert, verimcil. 2. Ulu, büyük. 3. Lütfü, ihsanı bol, ihsan yönünden ulu. 4. Allah'ın isimlerinden, "abd" takısı alarak kullanılır |
ERKEK |
KEŞİF |
Açma, meydana çıkarma. |
ERKEK |
KEVAR |
Büyük Sahra'da önemli bir vaha. |
KIZ |
|
KEVKEB |
Yıldız gökyüzündeki parlak cisimleri ifade eden genel isim. |
ERKEK/KIZ |
KEVNİ |
Var olmayla, varlıkla ilgili. |
ERKEK |
KEVSER |
1. Maddi ve manevi çokluk, kalabalık nesil. 2. Cennette bir havuzun ırmağın adı. 3. Kur'anı Kerim'de en kısa sure. |
KIZ |
KEYAN |
Büyük hükümdar, şah. |
ERKEK |
KEYÂN |
Büyük hükümdar, şah. |
ERKEK |
KEYFER |
1. Karşılık. 2. Mükafat veya mücazat. |
ERKEK/KIZ |
KEYHAN |
Dünya |
ERKEK |
KEYHUSREV |
1. Adil ve ulu padişah. 2. Keykavus'un torunu, Siyavuş'un oğlu olan meşhur hükümdar. |
ERKEK |
KEYKAVUS |
1. Adil, necip. 2. Keyaniyan'm II. padişahı olup Keykubat'ın torunu ve halefidir. Key'lerin ikinci padişahı. |
ERKEK |
KEYKUBAD |
1. Büyük ve ulu padişah. 2. Keykavus'un dedesi olan ünlü padişah. 3. Key'lerin ilk padişahı. Türk dil kuralları açısından "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
KEYS |
Zeka, anlayış, kavrayış. |
ERKEK |